nd-aktuell.de / 29.06.2018 / Politik

Türkiye kökenliler bundan Erdoğan’ı seçiyorlar

Yücel Özdemir

Hafta başından beri kamuoyunda haklı olarak Almanya’daki Türkiye kökenli seçmenlerin üçte ikisinin neden Erdoğan’a oy verdiği tartışılıyor. Seçim gecesi bazı kentlerde Erdoğan taraftarlarını sevinç gösterileri düzenlemesi de tartışmaları alevlendirdi.

Türkiye kökenli göçmenlerin üçte ikisinin Erdoğan’a destek verdiği tartışması yeni değil. Geçen yıl yapılan referandumda sandık başında giderek oy kullanan 660 bin (yüzde 46) seçmenden 412 bini (yüzde 63) Erdoğan’ın otoriter rejimine »Evet« demişti. 14 ay sonra 24 Haziran’da yapılan seçimlerin sonuçlarına baktığımızda kısmen daha olumsuz bir tabloyla karşı karşıyayız.

Ama önce yaygın bir yanlış anlaşılmayı düzeltmemiz gerekiyor. Alman ve Türk basınındaki haberlere baktığımızda, sanki Almanya’da yaşayan bütün Türkiye kökenlilerin yüzde 65’nin Erdoğan’a oy verdiği anlaşılıyor. Halbuki, Türkiye kökenlilerin yarısı sadece Alman vatandaşı olduğu için oy kullana hakkında sahip değil. Bu nedenle geriye kalan diğer yarıdan sandık başına giden 660 bin seçmenin yüzde 65’inin oyunu oldu.

Buna rağmen önceki seçimlerle kıyaslandığında oyu artmış. Bu kez Erdoğan yüzde 65, AKP yüzde 55 aldı. AKP’in Almanya’da aldığı oy oranı daha önce Türkiye’den hep yüzde 10 fazla idi. Bu kez fark yüzde 12-13’e çıkmış.

Bu durum, son iki yıldır Almanya-Türkiye ilişkilerindeki gerilimin Erdoğan’ın lehine işlediğini gösteriyor. Buna Özil-Gündoğan tartışmasını da eklemek gerekiyor. Gerilim AKP’nin potansiyel seçmenleri arasında içe kapanmayı güçlendirdi. Erdoğan’ın »Biz ve Onlar (Almanlar/Batı/Hıristiyanlar)« ayrımını derinleştirme üzerine izlediği siyaset işe yaradı.

Erdoğan’ın yenilmesi durumunda Türkiye’nin kaybedeceğini, Avrupa devletleri karşısında ezileceğini endişesi sonuçlarda etkili oldu. Buna bir de Almanya’da uğradıkları ayrımcılığı, artan ırkçılığı, eşit haklardan yoksunluğu eklediğimizde, Türkiye ‘zor günde gidilecek son ülke, Erdoğan da kendilerine sahip çıkacak tek lider’ olarak görülüyor.

Erdoğan’ın bu kadar yüksek oy almasının bir diğer önemli nedeni de Türkiye kökenli seçmenlerin Türkiye’ye dair siyasi tercihlerini henüz dini ve milli aidiyetlere göre yapmalarıdır. Dini ve milli değerler kullanmayı adeta birincil ilke haline getiren Erdoğan’ın bunca ekonomik ve sosyal soruna rağmen ayakta kalmayı başarmasının arkasında bu siyaset yatıyor. Halkı dini ve milli temelde kutuplaştırarak hedefine varıyor. Muhalefet partilerinin gerilimi azaltma, kutuplaşmayı çözme planları zaman kısa olduğu için sonuç getirmedi. Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan bu kutuplaşmayı ve ötekileştirmeyi hem Türkiye’de hem de Almanya’da canlı tutarak siyasi ömrünü uzatma politikasından hiç vazgeçmeyecek.

Türkiye kökenlilerin dini ve milli kimliklerine bakıldığında, Türk-Sunni Müslüman inancın baskın olduğu kendiliğinden görülüyor. AKP tarafından hazırlanan bir belgede, Almanya’daki seçmenlerin Türkiye’de hangi kentin nüfusuna kayıtlı olduğu belirlenmiş ve bunun üzerinden çalışma sürdürülmüş. Oy kullanma hakkına sahip olanların büyük bir bölümü, Erdoğan’ın en fazla oy aldığı kentlerden geliyor.

Bu tablonun en basit yansımasını Erdoğan lehine en yüksek oyun çıktığı eski maden kenti Essen’de görmek mümkün. 115 bin seçmenin olduğu Essen bölgesinde bir maden kenti olan Zonguldak’tan gelenler ilk sırada. Onu AKP’nin güçlü olduğu diğer kentler takip ediyor.

Aynı Türkiye kökenlilerin Almanya seçimleri söz konusu olduğunda sınıfsal konumlarına göre hareket ederek, daha çok SPD ve Sol Parti’ye oy verdikleri biliniyor. Bu Türkiye kökenli seçmenlerin Türkiye’deki tercihlerini de sınıfsal konumlarına göre yapmaları sağlanmadığı sürece mevcut tablo devam edeceği anlamına geliyor. Bunun için ise Alman ve Türkiye kökenli ilericilere önemli sorumluluklar düşüyor.

Unutmamak gerekiyor ki, Türkiye kökenliler Erdoğan ve onun Almanya’daki uzantılarının kontrolünden kurtarıldığı taktirde, hem Türkiye’deki demokrasi güçlerine önemli bir destek verilmiş olur hem de Almanya’da birlikte yaşam daha kolaylaşacaktır.